Tarihçe
Alaçatı, 1850 lere kadar limanda kurulu bir kasaba iken o yıllarda etraf yağışlarla iyice bataklık haline gelir ve halk sıtmadan kırılmaya başlar. Bunun üzerine bataklığı kurutmak için Ege adalarından Rum işçiler getirtilir. Gelenler denizden 1000 metre içeride, civardaki yumuşak beyaz taşı işleyerek bugün hayranlıkla koruduğumuz evleri inşa ederek yeni Alaçatı’yı kurarlar. Toprak bağcılık, zeytincilik, badem, dut ve sakız tarımı için çok elverişlidir. Limandaki şarap fabrikasından dünyanın her yerine Alaçatı şarapları gönderilir.
1914’te patlayan Balkan Savaşına kadar olan 60 yıl Alaçatı’nın en parlak dönemidir. Savaş göçü de beraberinde getirir, 1924’te mübadele ile Alaçatı artık Kosova, Bosna ve Selanik göçmenlerinin yerleştirildiği bir kasabadır.
Alaçatı’da mübadeleden 1980’lere kadar tütüncülüğe dayalı, çok da parlak olmayan bir ekonomi vardır. Kasabanın kaderi 1990 lardan sonra wind surf meraklılarının gelmesiyle değişmeye başlar; bu arada taş evler de keşfedilir, onarımlar başlar…
Restoranlar
Alaçatı Türkiye’nin en iyi restoranlarına ve yaz aylarında en canlı gece hayatına sahip beldesi diyebiliriz.
Hem Türk, hem de dünya mutfaklarını sunan restoranlar ve cafeler adeta birbirleriyle yarışıyor.
Açık havada, sokakta veya bahçelerde güzel yemekler ve dostlarla sohbet için Alaçatı merkezde Papazz, Fava, Karina, Agrilia, Asma Yaprağı, Kapari Bahçe, Roka ve Alaçatı Marina’da Fahri’nin Yeri gibi restoranlar sizi bekliyor.
Plajlar
Çeşme Ilıca Plajı, Türkiye‘nin en çok tanınan plajlarından. 3 km’yi bulan uzunluğu, altın sarısı ince kumu, sığ ve berrak denizi, denizi besleyen sıcak su kaynaklarıyla Ilıca, nisan ayından kasım başına kadar denize girilebilen bir sıcaklıkta.
Alaçatı’nın bu kadar ilgi görmesi ve özellikle hafta sonları kalabalık olması birçok insanı yeni yerler keşfetmeye zorluyor. Alaçatı Delikli Koy olarak da bilinen koy, kalabalıktan uzak, stres ve insan gürültüsünün olmadığı, doğası ve manzarasıyla insanı etkileyen bir yer.
Geçmişte henüz bu kadar popüler olmayan Alaçatı Delikli Koy gibi, yeni yer arayışında olanların keşfettiği Kleopatra Koyu; aslında yazlık bir sitenin içerisinde konumlanan, ana yoldan görünmeyen gizli bir koy. Güvercinlik Koyu olarak da bilinen bu güzel plaj muhteşem denizi ile insanın aklını başından alıyor.
Alaçatı Ot Festivali
10 yıldır her yıl Nisan ayında yapılan Alaçatı Ot Festivalinde doğal otlar ve yöresel yiyeceklerin satıldığı standlar renkli görüntülere sahne olur. Türkiye’nin her yerinden çok sayıda ziyaretçinin geldiği festivalin ünü ülke sınırlarını da aşarak yurt dışından katılımcılara da ev sahipliği yapmaya başladı.
Rüzgar Sörfü
Rüzgar sörfü meraklıları Alaçatı’nın Yumru Koyunu 1990 larda keşfettiler. Bugün Alaçatı dünyanın en önemli sörf merkezlerinden biri. Konumu ideal: Sürekli karadan esen rüzgar var, dalga yok, plaj sığ ve kumluk, yeni başlayanlar için çok uygun; koyun ortası ise derin ve daha fazla rüzgar aldığı için ileri düzeydeki sörfçüler için de ideal.
Big Fish
Alaçatı Big Fish, Türkiye’nin ve Avrupa’nın farklı bölgelerinden gelen en iyi sportif balıkçıların katılımı ile gerçekleşen “Yakala-Bırak-Yaşat” uygulamasını teşvik eden tek turnuvadır. Geçtiğimiz yıl turnuvada yaklaşık 1 ton ağırlığında balık hem sulara geri gönderildi, hem de yakalayıp bırakan ekiplere ödüller getirdi…
Katılımcı ve izleyici sayısı açısından Avrupa’nın en önemli turnuvaları arasında yer alan turnuvamızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz. www.alacatifishing.com